Afrika’da Ramazan
Bir sofra düşünün tek bir tabak, tek çeşit yağsız, tuzsuz bir yemek ve bu yemeği kardeşçe paylaşan Afrika insanı.
Bir Anne düşünün odun ateşinde pişirdiği tek çeşit yemekle tüm Ramazan-ı Şerifi geçiriyor. Bir çocuk düşünün sadece su içerek sahur yapıyor ve 45 dereceyi bulan sıcakta bile orucunu tutmaya gayret ediyor. Ve bir baba düşünün ekmek parası için oruçlu bir şekilde 20 km günlük yürümek zorunda.
Bu şartlarda insanların gönlünde bir başkalık vardır. Ramazan-ı Şerifler, Afrika’da çok başka yaşanır. Recep Ayı’ndan itibaren Ramazan-ı Şerif hazırlıkları başlar. Kandil geceleri ise apayrı yaşanır, 7’den 70’e sabahlara kadar ibadetle geçiren Afrikalı müslümanlar, Hz Allah’a hamd ve tövbe ederek sabahlarlar.
Afrika’da insanların yapabildiği en kolay şey hallerine şükretmektir. Ramazan-ı Şerif ayında iftar yapacak bir tencere kaynıyorsa o evde huzur vardır. Yemeklerinde et yoktur, salça yoktur, salataları ve çeşit çeşit tatlı ve içecekleri yoktur ama muhabbetleri vardır. Ramazan-ı Şerif’te Afrika’da muhabbet vardır. Afrika’da Ramazan-ı Şerif başkadır.
Bir de kardeş selamı vardır Afrika’da. Ramazan-ı Şerif Ayı başlarken her gün at arabası geçen yoldan bir araba gelir ve içinden müslüman kardeşleri iner. Selam verir, elleri dolu dolu gelirler. Köyün bayramı Ramazan-ı Şerif gelmiştir. “Türkiye’den Müslüman kardeşlerinizin selamını getirdik” derler büyük bir tevazu ile.
Bu gün islam kardeşliğinin yaşandığı gündür Afrikalı için. Köyün ihtiyarları bugünleri gördükleri için Rablerine şükrederler. Belki de Ramazan-ı Şerif boyu iftarlarını biraz daha rahat yapacaklar. Zira bir sonraki gün için artık erzakları vardır.
Her Ramazan-ı Şerif bir başkadır Afrika’da ama yolu dahi olmayan uzak köylerdeki müslümanları unutmayan samimi kardeşleri de vardır. Her Ramazan-ı Şerif dualar yükselirken hamd ile bu dualardan nasiplenen binlerce isimsiz hayırsever vardır.